Oyuncu olma, Yönetmen ol !!
- Turgay Boztaş
- 24 Eyl 2017
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Şub 2024

20 yıldır perakende işinde olan, bu sürenin büyük çoğunluğunu yönetici olarak geçiren biri olarak, satış ekibinin liderliğini üstleneceğim bir iş pozisyonu için iş görüşmesinde insan kaynakları uzmanı bana
“İyi bir satıcı mısınız, iyi satış yapar mısınız? “ sorusunu sordu…
Sırf sorulmak için sorulan sorulardan biri işte…
Bu soruyu duyunca hemen büyük bir özgüvenle: “Tabii ki iyi satarım.” dedim.
Birkaç saniye düşündükten sonra verdiğim cevabı içime sindiremedim ve yeni soru sormaya hazırlanan uzmana:
“Verdiğim cevabı beğenmedim, izninizle düzeltme yapmak istiyorum; evet ben iyi satıcıyımdır ama o eskidendi şimdi ise; iyi satıcıları yetiştiren bir eğitmen, eğitim koçu, ekip lideriyim.
Yönettiğim yeni nesil satış danışmanları, satış olarak artık bizden çok iyi durumda, enerjileri çok yüksek, kullandıkları argümanlar daha güzel, hevesliler ve öğrenmeye açıklar, yani satış konusunda artık çok iyiler tek eksikleri onları doğru yetiştirecek ve örnek olacak liderler. İşte o zaman biz devreye giriyoruz.
Ben bu iyi satıcıları eğitmek, yöneltmek ve yönetmekle görevliyim. Yani ben satıcı değil, satıcıları eğiten bir liderim.” dedim.
Örnek vermek gerekirse;
Hıncal ULUÇ bugün çok iyi bir spor yazarı ve eleştirmen, her maçtan sonra oynanan futbolu eleştiriyor. Hıncal abiye: “Hadi sen çık futbol oyna.” diyebilir miyiz? Evet, oynayamaz ama nasıl oynanacağını tarif edebilir.
Fatih TERİM, Galatasaray’ da 11 sene oynamış, 51 kez A milli takım forması giymiş, bu süreçte Galatasaray’ da hiç şampiyonluk yaşamamış biri olarak bugün büyük başarılara imza atmış bir teknik direktör. Sizce birçok şampiyonluk kazandıran teknik direktör çıkıp futbol oynayabilir mi? “Hadi geç sen oyna.” denilebilir mi?
Tüm zamanların en iyi boksörü unvanına sahip, ağır sıklet boks şampiyonu Muhammed Ali'nin efsanevi antrenörü Angelo Dundee’ e “Hadi ringe çık.” denilebilir mi?
Muhammet Ali’nin, o güne kadar çıktığı 44 maçın 40'ını nakavtla kazanmış olan usta boksör George Foreman ile yaptığı maç sırasında maçın gidişatını değiştiren motivasyon konuşmasını hatırlatmak lazım;

"Dans et şampiyon; kimsesizler yurdundaki yalnız çocuklar için dans et, çocuklar için salla yumruklarını. Kiralarını ödeyemeyen işsizler için dans et, şu alçağın işini bitir... Meyhanelerdeki ayyaşlar için dans et şampiyon, kanserden geberen yoksul hastalar için, kefaletleri ödenmeyen sefil mahkûmlar için, herkesin terk ettiği eroinmanlar için, kocaları olmayan gencecik hamile kızlar için... Dans et şampiyon, savaş onlar için! Bu aşağılık herifin işini bitir, çenelerini dağıt hepsinin... Düşkünler yurdundaki zavallılar için, emeklilik maaşı alamayan yaşlılar için, pis bir sokakta müşteri bekleyen yaşlı ve yorgun fahişeler için... Meyhanelerde oturmuş demlenen bütün yalnız kalpler için... Bilardo salonlarındaki yalnızlar için, sokak köşelerindeki yalnızlar için, dans et şampiyon, savaş onlar için... Temizlik işçileri için salla yumruklarını; hava limanlarında, otobüs duraklarında, benzin istasyonlarında yerleri süpüren küçük insanlar için... Savaş onlar için şampiyon! Otellerde yatakları yapıp tuvaletleri temizleyen küçük odacı kızlar için dersini ver şu aşağılık herifin! Seni kurtaranlar senatör değildi, vali değildi, başkan değildi... Sokaktaki insanlar kurtardı seni... Şimdi sokaklar adına savaş, hadi yavrum işini bitir şu aşağılık herifin... Bu ring ikinize fazla, hadi bitir işini, suratını paramparça et... Yoksullar adına şampiyon, yoksullar adına! Hadi yavrum salla yumruklarını, Muhammed Ali'yi hiç kimse yenemez, hiç kimse... Sadece Cassius Clay yenebilir ama o da bu akşam aramızda değil. Dans et şampiyon, hadi oğlum, dans et."
Bu konuşmadan sonra Muhammet Ali maçı alır. Şimdi Angelo Dundee‘ ye “İyi boksör müsün, iyi boks yapar mısın?” diye sorulabilir mi?
Deneyimli kişiler, yıllara dayalı deneyimlerini yeni nesillere doğru aktarabilirse ancak başarılı lider olabilirler. Deneyimlerini doğru aktaramayanlar ise ancak tarihin sayfaları arasında sadece başarılı oyuncu olarak kalırlar.
Yukarıda bahsettiğim kişiler başarılarını doğru motivasyon ve eğitim taktikleriyle çevresine aktarabildikleri için bugün bu konuda lider olarak gösteriliyorlar. Mevkiler yükseldikçe içimizdeki “yapan insan” - “yaptıran insan”a doğru evriliyor.
Kişilerin başarıları ilk başta yaptıklarıyla sonrasında da yaptırdıklarıyla ölçülür.
İyi bir lider olmak istiyorsanız öncelikle bildiğiniz şeyleri tarif edebilme yeteneğine sahip olmalısınız. Sizden bir şeyler öğrenmek için büyük enerjiyle gözlerinize bakan çalışanlarınıza başarılarınızı anlatmak yerine nasıl başarabileceklerini anlatabilirseniz doğru kişi olmaya başlayabilirsiniz.
Yoksa;
Tüm başarılı sporcular antrenör,
Tüm iyi satıcılar eğitmen,
Tüm iyi oyuncular da yönetmen olurdu…
Turgay BOZTAŞ

Yaklaşımı aslında hayatın her alanına uygulanabilecek bir bakış açısı; sadece başkalarının yazdığı senaryoda rol almak yerine kendi kararlarını, kendi kurgunu yaratmak özgüveni artırıyor ve insanı daha yaratıcı hâle getiriyor. Bir şeyleri kontrol edebilmek, yönlendirebilmek ve kendi vizyonunu sahneye koyabilmek hem profesyonel hem kişisel gelişimde ciddi fark yaratıyor. Bu düşüncelerle birlikte megapari gibi kullanıcıya kendi tercihlerini oluşturma özgürlüğü veren platformlar da aynı mantığa hizmet ediyor. MegaPari Türkiye’de bahis ve casino deneyimin başlasın yaklaşımında oyuncu, adeta kendi “yönetmeni” oluyor: ister spor bahislerinde kendi analizine göre kupon yazıyor, ister casino bölümünde oyun stratejisini belirliyor ve böylece tamamen kişisel bir deneyim ortaya çıkıyor.