Patronda sanıyor ki işler KESAT !!!!

Girişimciler, kazanç elde edecekleri günün hayaliyle sermayelerine göre şirketlerini kurup, bakış açısına ve işin büyüklüğüne göre ya işin başında kendileri olurlar ya da güvenebileceği kişileri getirirler.

İşin başında olmak isteyen kişi başarıyı ya da başarısızlığı tek başına kabullenir.

Peki, işin başına güvendiği birini koyduğunu düşünürse başarı ya da başarısızlık kime ait olur?

%75 girişimciye %25 işin başına koyduğu kişiye aittir.

İşin başında başka biri varken neden girişimci de başarısızlıktan sorumludur?

Denetim mekanizmalarını kurmayan, gerekli kontrolleri zamanında yapmayan girişimci, başarısızlığa zaten davetiyeyi baştan çıkartmıştır. Başarısızlık habersiz gelen misafir gibi her an kapıda olabilir.

Özellikle hizmet sektöründe bu sıkıntı çok yaşanmaktadır.

Patron her gün yöneticiye;

• Ciroları sorar,

• Saatlik satışları sorar,

• En yoğun zamanları öğrenir.

• Perakende matematiğinin tüm nimetlerinden faydalanır.

• Bu duruma göre, giderleri kısar ya da yatırım yapar.

Verilere göre sabah saatlerinde iş yoktur. Patron iki elini başına koyarak “Eyvah! Sabah işler kesat.” der.

Sabah saatlerinde iş yoğunluğu olmadığından o saatlerde az personel çalıştırıp, fazla personeli yoğun saatlere kaydırır. Patron personeli verimli kullandığını düşünür.

Belki elektrik masrafı olmasın diye açılış saatini de erteletip kar eder.

Sizce doğru bir hamle midir bu?

Evet, verilere bakınca herkesin bunu düşünmesi normal, peki yaşadığım bir örneği verdiğimde fikriniz değişecek mi bakalım…

Yer: Antalya’nın en bilinen büyük bir araziye kurulu deniz manzaralı, akşamları 15 garsonun yetişemediği bir kafe.

Şehir dışından gelen arkadaşımla manzarası açısından sevdiğim bu yere sabah erken saatlerde gelip, omlet siparişi verdiğimizde;

“Şefimiz henüz gelmedi, yarım saat sonra burada olacak yapamıyoruz.” denildi.

“O zaman kahvaltı tabağı verin” dediğimizde:

“Şef gelmediği için peynir alamadık, beyaz peynirsiz versek olur mu?“ denildi.

Biz kaşarlı tosta mecbur kaldık. Biten çaylarımızın yerine sipariş için garsonu aradığımızda büyük bir bahçeye kurulu kafede, 2 garson olduğunu fark ettik ve çaylarımız çok geç geldi.

Biz gibi birçok müşteri mutsuz kalktı. Bir daha o mekâna sabahları hiç gitmedim.

Kontrol mekanizması yetersiz olan işletmeler, doğru sanılan ama aslında çok yanlış olan verilerin kurbanı olmaktadır.

Bu işletmeye sabah yeterli sayıda garson konulur, şeflerin erken gelmesi sağlanır ve müşteri memnuniyeti arttırılırsa işletme sabahları kazançlı hale gelecektir.

İnanıyorum ki, buranın sahibi şöyle diyordur. “Of! Sabahları hiç iş olmuyor, en iyisi personeli kısayım da masraf olmasın.”

Daha büyük tehlike burada başlıyor, kısıtlamalara gidildikçe kayıplar daha da artıyor.

Karar almadan önce bazı verileri ve bunların doğruluğunu teyit etmek çok önemlidir.

Bir işletme kurulacaksa;

• Personelin en iyisi bulunana kadar alım yapmamak,

• İşletmenin başına sizinle aynı fikirlerde örtüşen kişiyi seçmek,

• Bölge müdürlüğü mekanizması var ise işinin ehli kişiler bulmak önem arz eder.

• Perakende matematiği hiçbir zaman yalan söylemez ama tek başına kullanılması doğru değildir. Verilerin sağlıklı olup olmadığını kontrol edecek mekanizmaların da kurulması gerekir. Bu sebeple her veriyi kendi içinde ayrı ayrı incelemek gerekir.

• Hiçbir zaman tek bir kişinin söylemleri ile hareket etmemek, denetimler ve bölge müdürü ziyaretleri gibi veriyi teyit edecek mekanizmaları oluşturmak büyük fayda sağlar.

• Başarı ya da başarısızlığı aynı kriterlere sahip şube veya rakip markalarla karşılaştırarak, eksiklik duyulan noktaların net görülmesi sağlanabilir. Örneğin, bulunulan lokasyonda sabah sadece sizde mi iş yok, genelde mi yok incelemesini yapmak gibi…

• Stok, malzeme, personel, hizmet kalitesi vb. satışı etkileyen konuları saptamak ve baştan önlem almak maksimum düzeyde fayda oluşturmak adına katkı sağlar.

• Yapılacak değişiklikleri mümkünse önce denemek, sonra kesin karara vardırmak dikkat edilmesi gereken noktalardandır.

Özetlemek gerekirse; iki eliniz başınızda “Eyvah! Sabah işler kesat.” demek istemiyorsanız, işi bilenlerden yardım istemeli ve kontrol mekanizmalarını arttırmalısınız.

Turgay Boztaş