Sorunlar sırtımızda bir yük mü?
- Turgay Boztaş
- 3 Eki 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Eki 2020

Eğer bir sorunu kalıplaştırırsanız vücudunuzun bir parçası olur ve hep gözünüz önünde olur
Kurtuluş savaşı sonrasında şehit ya da gazi olmak büyük mertebeydi, savaşa giden ama yaralanmadan dönenlere iyi gözle bakmaz, kahraman demezlerdi. Bunun farkında olan birisi kolunu yaralanmış ve engelli kalmış gibi askıya alarak dolaşıyor ve yaşadığı yerde saygı görüyor. Uzunca bir süreden sonra durumdan sıkılınca da çıkarıp iyileşti diyerek normal hayata geçmeyi düşünüyormuş. Askıyı çıkardığında kolunun hareket etmediği görmüş.
Kol ve vücut durumu normal sanarak kabullenmiş ve öyle kalmasını sağlamış.
İş hayatında da bu ve benzeri sorunları kalıplaştırarak uzun yıllar sırtımız da taşıyoruz ya da mutsuzuz diyerek işi bırakıyoruz.
Müdür yardımcısını beğenmeyen
Diğer mağazanın hedefini az bulan
Verilen hedeflerin hep prim almamamız için verildiğini düşünen
Mağazaya hiç müşteri girmiyor,
AVM çok boş,
Pandemiden dolayı müşteri korkuyor
Pahalılık fazla o yüzden iş yok diyen müdürler var
Hatta bazılarını siz söylemişte olabilir siniz?
Sorunlar gerçekten sorun mudur?
Bazı sorunlar var ki, diğer insanların gözünde bir kırıntı misali önemsizce durabilir
Başkası için ufak olan ama bizim için büyük olan bu sorunlar neden bize eziyet gelir.
Sorunlarla boğuşmayı sevmeyen ama sorunlardan bahsetmeyi seven bir nesiliz.
Tasarruf edeyim demez Maaş yetmiyor der
Sevgilisini aramaz sormaz, O aramıyor der
Yemekten vaz geçmez ama kolesterolüm var der
Sorunların üzerine gidilirse çözülür mantığı aslında yanlış anlaşılmaktadır.
Sorunları çözmek istiyorsanız ilk etapta, ona sorun diye bakmayacak ve dillendirmeyeceksiniz
İlk aşama konunun adını değiştireceksiniz
Sizden Pollyanna olun istemiyorum bakış açınızı liderlikle süsleyin diyorum
Müdür yardımcım çalışmıyor dediğimi yapmıyor yerine
Müdür yardımcımın gelişmesi gereken yerler var onlara odaklanıp kurtarmalıyım dediğinizde, sorun, bir anda size ihtiyacı olan bir konuya döner
Diğer mağazaların hedefi az benim fazla demek yerine
Hedefi az görüp, çalışanlar ile konuşursam onlarda çöker,
"hedefimiz bu ve yapmak için çok çalışacağız" diyerek ekip içinde çatlak ses çıkmasını engelleyerek, olası zaman ve motivasyon kaybı önleyebilirsiniz.
Müşteri yok, AVM bomboş demek yerine
"Avm ye giren müşteri çok azaldı artık satış yeteneğimizi göstereceğimiz zaman geldi" diyerek
servis kalitesini artırmalı,
satış sonlandırma yeteneklerini geliştirmeli,
zayıf halkaları elemelisiniz
işte o zaman az müşteriye çok ürün vererek kaybı önlemeliyiz.
Bir Kitapta okumuştum aile içi sorunlarınızı karşılıklı yazarak birbirinize söyleyin ve konuşun bakın sorunlar nasıl bitiyor diyordu
Eşim ile bunu denemeye karar verdik
İlk denememiz de kâğıda yazdıkça sorunlar büyüdü, ben yeni bir sorun yazdıkça eşim başka bir sorun yazdı. O yazdıkça ben de yenisini yazdım, En son geldiğimiz durum sayfa sorunlarla dolmuş, birbirimize düşmanca bakıyor olmamızdı. Hemen bu muhteşem çalışmayı durdurup dedim ki
“Bu iş böyle olmayacak. Ne istiyorsun benden”
Cevap tek kelimeydi “ilgi”
Aynı soruyu o bana sorduğunda
Cevap tek kelimeydi “ilgi”
Kağıtlar yırtıldı bir kahve yapıldı ve çözüme ilk adım atıldı
Bazen sorunlara odaklanmak sorun yaratır. Sorunları düşünmek yerine çözüm yollarına başvurmak ve de bazen görmemek gerekir.
Yazıyı tekrar okuyun, okuyun ki aramızda sorun olmasın 😊
Turgay Boztaş

Yorumlar