top of page

İş hayatımızın sosyal medyada ki yeri

  • Yazarın fotoğrafı: Turgay Boztaş
    Turgay Boztaş
  • 14 Eki 2020
  • 2 dakikada okunur

ree

Sosyal medya artık hayatımızın bir parçası

Ben sevmiyorum yemek paylaşmayı diyenler yemek paylaşır oldu

Özel hayata saygı biraz, paylaşmam diyenler her saniyesini storylere atar oldu.

Eskiden annem, Facebook durumuma yazdığım konudan eşimle aramın nasıl olduğunu anlardı. Önce Facebook’a bakar sonrasında olaya müdahale ederdi.

Genç Kızlarımızın maaşları gardrop savaşları için yetmemeye başladı. Her gün yeni kombin için tüm kazançlarını mağazalara yatırır oldu

Sırf ayna karşısında fotoğraf çekerken telefonu gözüktüğü için Iphone alanlar çoğaldı

Peki sosyal medya sadece “sosyal medya” olarak mı kaldı.

Artık tüm şirketler daha kurulmadan sosyal medya hesaplarını patentini alıyor.Mağaza daha kapısını açmadan sosyal medyada tanıtımlara başlıyor.

Bazı markalar sosyal medyada başlayıp başarılı olunca mağazalaşıyor

Şirket sahipleri için sosyal medya önemli peki çalışanlar için sosyal medya ne anlama geliyor

Kimi zaman takipçi sayısı ile,

Kimi zaman da paylaşılan fotoğraflarda ünlü biri olunca hava attığımız bir meydan deniyor.

Şirketler çalışanlarının sosyal medyada “kendilerini takip etmelerini istediğinde ya da beğeni yapılsın” dediğinde

Bazı cümleler ortak oluyor

- Özel hayatımızda kalmadı

- Mecbur muyum paylaşmaya?

- Benim beğenime ihtiyacın mı var?

- “Psikolojik baskı bu” vb cümleler kuruyorlar ya da kuruyoruz

Aslında iş bu kadar basit değil

Çalışanlar olarak şirketimizin ciro yapması için birçok iş ve görevlerimiz var. Sosyal medya artık bir sosyalleşme mecrası değil iş platformu da. Çalışanların yaptığı her paylaşım ya da beğeni aslında bir satış çabası, satış performansı

Maaş aldığınız yer ile aidiyet duygunuz oluşması gerekir.

Zaten burada iki seçenek var, Ya aidiyet duygunuz vardır ya da yoktur. Bu konunun gri alanı yoktur.

Ben mesai dışında firmama destek vermiyorum ama aidiyetim yüksek diyemeyiz. Aidiyet mesai saatleri ile sınırlı değildir.

Eğer ki mesai alanı dışında şirketinizle ilgili ortak bir noktanız yok ise aidiyet duygunuz da yoktur ve bu nettir.

Şirketler sosyal medya paylaşımlarında çalışanların beğenip beğenmediğine bakarken, sizden gelecek iki beğeniye ihtiyaçları yoktur aslında.

Biliyorsunuz ki ufak meblağlarla büyük beğeni sayıları alınması mümkün. Burada bakılan kim şirketine sahip çıkıyor, kim elinden geleni yapıyor kim şirketiyle gönül bağı var

Takip ettiğiniz kişiler az olabilir, paylaşsam ne olur paylaşmazsam ne olur demeyin. Satışın nereden geleceğini kimse bilemez.

Mesai saatleri içinde tüm performansımızı ciro için yapıyoruz.

Müşterilerimize en doğru servisi ve gülümsemeyi sunuyor

En güzel cümleleri kuruyor

İkna kabiliyetimizi devamlı geliştiriyor

Bazen fazla mesaiye kalıyoruz

İşte burda unuttuğumuz alan sosyal medya oluyor. Kendi sayfamızdan bir beğeni attığınızda ya da paylaşımlarını repost yaptığınızda satış olmasa bile bu satış çabasına giriyor

Siz markanızı sosyal medyanızda sevdiğinizde de işe olan bağlılığınız artıyor.

Eşinizi

Dostunuzu

Kedinizi

Kitaplarınızı

İçtiğiniz kahveyi

Bazen bir kelebeği paylaşıyoruz evet bunlar hayatımız.

Peki neden sosyal medyada işinizle ilgili paylaşım yok.

Cevap iki cümle geride gizli. Bunlar hayatınız ama işiniz hayatınız değil

Satış sadece mağazada, ofiste, araba da ya da telefon başında değil artık bunlarla beraber sosyal medyada.

Unutma:

Aidiyet duygusunu ya vardır ya da yoktur

Turgay Boztaş

Yorumlar


bottom of page